- Hayattan Kesitler...

Cafer Engin bir şair. İyi bir şair.

- lan ali benim kimse anlamıyor olm ya!
- abi ben anlıyorum ya, yetmiyor mu!

- olm bi sus salak, "anlaşılamıyoruz" dedik diye, yalakalık babında hemen "anladım" deme

- abi demem lazım, ben böyle pozitif oluyorum
- pozitifliğine de başlıycam ha!..
- başla abi, ben daha pozitif olurum bu babda

- lan bi' git manyak mısın nesin, yok mu mesaj atacağın biri.. yaz, ara git, toz ol

- abi yok be, kızla ayrıldık
- neden ki!
- arabayı sattım ya..
- araban neydi olm senin

- abi dalga geçme, bindin ya sen de, doğan görünümlü şahin işte.. beyaz

- ee ne olmuş.. kız senle mi çıkıyordu, arabayla mı

- bilmiyorum abi.. ilk tanıştığımızda "ay çok yakışıklısın kaç beygirsin sen.. torkun kaç senin.. 100 km hıza kaç saniyede çıkıyorsun" falan diyordu

- haa sieee.. nasıl lan.. bu nasıl mevzuu olm

- abi acaip bişey işte.. hatun vermiş ayarı bize.. ben de anlatıp duruyordum.. "180 beygirim sıfırdan yüz km hıza 8.9 saniyede çıkarım" falan diyordum

- mal mısın olm sen ya.. hahahahahahahah

- abi şaka yapıyor sandım ne bilim.. gerçi saftirikti biraz

- nasıl yani

- abi hatun sinema.. yemek isimleri ve yabancı erkek artis isimlerini biliyordu sadece.. birde castin tımbırlek hastasıydı

- ee ne güzel işte.. bir şeyler konuşabiliyordu yani

- evet konusuyordu da hep bu bahsettiklerimden konuşuyordu.. bir kere difizyondan bahsettim, dinlerken, daha doğrusu bana bakarken uyudu gitti

- salak kadın kısmı difizyonu ne yapacak.. faldan, modadan falan konuşsaydın ya

- abi o bu tür dandik şeylerden de konuşuyordu.. bu seferde ben uyuyordum.. lakin hatun arabaya bindimi değişiyordu.. hadi bassana diyordu

- hahahahaha bas olm, ne var!..

- abi öyle değil.. sürat yapalım diyordu.. bir kere 190 bastım, benim ödüm yarıldı bunda tık yok.. sürat yaparken duygulanıp ağlayan tek bu hatundur herhalde

- ne alaka şimdi

- abi ne bilim ağlıyordu işte hatun.. araba durunca da kendinden geçiyordu, bir kaç kez "bir şey mi oldu canım" dedim saçlarını düzelttim yanaklarına dokundum, ateş gibi.. "bir sigara verir misin" dedi sürekli

- ee yani!..

- yanisi süratle giderkene ne oluyorsa oluyordu işte

- ne oluyordu olm söylesene

- abi anla işte

-hahahahahahahah.. salak, hiç mi sevişmedin lan kızla

- abi nerdeeee.. 190 km hızla giderken aklına mı geliyor insanın

- ehehhehe sen var ya, malsın olm sen.. kızı zirveye çıkarıp yolluyorsun ha!.

- ne gülüyorsun abi ya, gülme bak!.. - harbi şarlatansın ha, bir de hava atarsın "şu hatunu böyle, öbürünü şöyle", tüh senin kalıbına be.. bu kız sana döner tekrar, görürsün

- dönmez abi

- döner olm, senin gibi salağı nerden bulacak.. başka biri olsa böyle bi' şeyde atar kızı arabadan lan

- sanmam ya, hatun o kadar doğal oluyor ki insanın bişey diyesi gelmiyor içinden

- lan bi' git.. doğal-moğal..
- ..

- eee şimdi benim anlaşılamıyor oluşumdan geldik senin araba ve kız mevzuna.. sözüm ona ben sana dert yanacaktım

- yan abi, vaktim feda olsun sana

- kalsın vazgeçtim.. bu salak hikâyen iyi geldi bünyeme

/

Cafer tabelacı ve çok iyi bir şair. Ali arkadaşıymış, tanımıyorum. Bir kaç yıl önce ne yapar-ne eder-nasıldır diye merak ettiğim için Cafer'in dükkânına uğradım. O da tesadüfen gelmişmiş. Bir montaj sırasında düşmüş, belini kırmış. Ölümden dönmüş. Çok acı çekmiş. Aylardır çalışmıyormuş. O gün ilk kez gelmiş.

Yere düşmüş küçük bir kesme şekere, telaşlı karıncalar üşüşmüştü. "Çay" dedi. "E hadi" dedim. Çaycıya telefon etti... Çaycı kapatmış, bırakmış işi. Haberi yok Cafer'in. Elinde küçük bir iş vardı.

Biraz konuştuk, yukarıdakileri anlattı, yazdım. Anlattığı gibi yazdım.

Ziyaretin kısa olanı,... Ağrısı da başlamıştı. Vedalaştık.

Bilmem ki Cafer ne yapıyor şu ara...
Cafer, çok çok iyi bir şair.

Cüneyt Özyer
Anı Hikâyeler
Aralık 2009, Bahçelievler-Ankara

< ÖNCEKİ | KURUCUYA DÖN | SONRAKİ >